GüncelManşet

Cihan Şahin yazdı: “Hoşcakal” demeye dilim varmıyor…”

H.Merkezi:  Yaşamı, direniş, mücadele ve kavga ile geçen Güzel anamızı 21 Eylül günü sonsuzluğa uğurladık.

 Güzel anamızın devrimci fikirleri birlikte öğrenip, tartıştığı ve birlikte pratiğe, eyleme geçirdiği çocuklarından Cihan Şahin, Güzel ananın ardından hissettiklerini yazdı.

Cihan Şahin’in mektubu şöyle:

Cümle kurmanın bu kadar zor olduğunu hiç yaşamadım… Hele de,söz konusu bıçak gibi saplanıp duruyorsa yüreğine bir bir harfler…

Ve acıdan, ağrıdan, omzuna düşen ağırlık kat be kat yükleniyorsa düşsel kırgınlıkların, zorunlu ayrılıklara tekabül ediyorsa mısralar.

İşte, o an beynimizin duvarlarına savrulan harfleri tek tek toplayıp, ayrılıklara isyan tümcelerini kurup, başkaldırının meşruluğunu savunmak düşer artık, usa…

Ben, hayatım boyunca, acıyı bu kadar derinden bir daha yaşar mıyım?

Bilmiyorum…

Hele, bir de sürgündeki bir yaşamın “Son vedası”nda bile insan sevdiğini uğurlayamamanın acısı ekleniyorsa, işte o zaman acın çarpım tablasının ibretlik vesikası gibi dağlar yüreği…

Zor şey, biliyorum defalarca onlarca yüzlerce yaşanmışlığımdan biliyorum, “bir ölümün” silinmeyen acısını dile getirmenin ne kadar zor olduğunu. Hele, bu senin her düştüğünde “Oyy kuzum” deyip, yaranı öpen, acında senden çok içine dert alan, sevincinde senden çok sevinen, annen ise…

İşte, o an dirayet denilen direnç çatlıyor. Metanetin yerini, anarşist bir isyana bürünüyor benlik..

Sana,”Hoşcakal” demeye dilim varmıyor..

Zaten, sen olsaydın ” Ero ne hoşcakalı bir daha duymiyim, görüşmek üzere.” derdin…

Kaç, yoldaşının fiziksel “Ayrılığına” eşlik ettin, kaç zindan kapılarında sabahın ayazında, devri alem uykudayken sen aldırmadan ayaza, yüreğindeki alevlerle doldurdun, o kutu gibi ziyaret yerlerini..

Ahhh düşüyor, yüreğime öyle böyle değil hem de…

Özür, anne metanet duvarı yıkıldı üstüme, tutamadım kendimi sen aktın gözlerimden…

Bak, kimler gelmiş yanına, yoldaşların çocukların, torunların kadını erkeği çocuğu yok, hepsi yüreklerindeki senin bilincini, İnancını kuşanıp gelmiş.

Aynı,senin gibi….

Aynı senin gibi anne… Aynı senin gibi alkışlar içinde kaldırıp sol yumrukları havaya..

Duyuyor musun alkışları? Bu alkışlar, onurlu yaşamının ayak izleri. Bu alkışlar,40 yıllık mücadele yaşamının, kanla dirençle yazılan bilincin, Vartinik sevdasının mihenk taşının sesi…

Yazmasam olmazdı…

Ablam söyledi, babamla aynı kabirde olmanın vasiyetini salık vermişsin…

Sahi, Anne yarım kalmıştı dimi sizin sevdanız..?

Şimdi, ebediyet denilen zaman şahidiniz olsun sevdanıza.

Sen, babamızla aynı kabirde, kabrin ise, artık yüreğimizde;

Annem….

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu