GüncelManşet

Elçi’nin katledilmesine ilişkin ATİK’ten açıklama

H.Merkezi: Tahir Elçi’nin polisler tarafından katledilmesine ilişkin ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçiler Federasyonu) tarafından bir açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada ATİK “Olay tam anlamıyla bir suikasttir” dedi.  ATİK açıklamasında “ Saldırının basın açıklaması sırasında yapılması da ayrı bir gözdağı verme olayıdır. TC devleti en ufak demokratik tepkileri dahi katliamla bastırmaktadır. Amed, Suruç, Ankara saldırıları ile son olarak bir basın açıklaması sırasında Tahir Elçin’in katledilmesi demokratik ve muhalif kesimlerin sindirilmesine yönelik yapılan saldırılardır. Bu suikast; halka dönük saldırıların daha da artacağının açık bir mesajını içermektedir.” Dedi.

Bu katliamın TC devletinin olası bir savaş durumunda toplumsal dinamiklere gözdağı verme amacı taşıdığını belirten ATİK “ AKP erkince yürütülen tüm baskı ve katliam girişimlerinde esas amaç, sonraki dönemlerde girilecek bir savaş durumunda içte tüm muhalif güçlerin bastırılması, Kürt ulusunun ileri ve canlı dinamiklerini zor kullanılarak dağıtılmasıdır. Bu süreçte Selahattin Demirtaş’a yapılan suikast girişimi de tesadüf değildir. Can Dündar ve Erdem Gül gibi gazetecilerin tutuklanmaları bizzat Erdoğan’ın emri ile gerçekleşmiştir. Zira bu gazeteciler TC’nin Suriye’de IŞİD ve El Nüsra gibi gerici güçleri bizzat silah yardımıyla beslediklerini ortaya koyan gazetecilerdir. Elbette Kürt ulusunun yaşadığı katliamlara, asimilasyona ve milli zulme yıllarca sessiz kalan kesimlerin de, bugünlerde baskı ve şiddete maruz kaldığını göstermektedir. Ancak Kürt ulusuna reva görülen uygulamanın katliam olduğu; Cizre, Silvan, Varto, Bismil, Amed-Sur ve Nüsaybin kuşatmalarında aleni bir şekilde ortaya çıkmıştır. ‘En iyi Kürt ölü Kürttür!’  zihniyeti tüm yakıcılığıyla devam ettirilmektedir.” Dedi.

Kürt halkının kazanımlarını sindiremeyen Türk devletinin bu azgın saldırılarının devam edeceğini söyleyen ATİK “AKP ağzından TC devletinin 1 Kasım sonrası istikrar yalanları daha ilk günden ortaya çıkmıştır. Rojava’da ortaya çıkan durumu ve HDP’nin barajı aşmasını sindirememiştir. Ortadoğu’da gelişen savaş sürecine göre daha katliamcı yüzünü ortaya koyması bakımından diktatörlük rejimini başkanlıkla sıvama gayretleri Kürt ulusu ve ilerici/devrimciler tarafından boşa çıkarılmıştır. Halk cezalandırılmakta ve Rojava’da gelişen umutların karartılması istenmektedir. Şehirlerin kuşatılması, devrimci/demokrat kesimin katledilmesinin arkasında, büyük bir korku yatmaktadır. Nasıl olurda bunca katliama, bombalamalara, Suruç ve Ankara gibi katliamlara rağmen direnişler devam edebilir? İşte devletin korktuğu halkın direnişi ve faşizme / barbarlığa karşı çıkan haklı silahlı güçlerdir. TC devleti hiç olmadığı kadar uluslararası planda emperyalizmin kuklası halinde savaşa göre şekillendirilmek istenmektedir. Rus uçağını düşürerek büyük emperyalist kapışmalar ortasına sürüklenen faşist TC devleti, bu rolü gereği tüm devrimci/demokratik ve ilerici kesimlere saldırmaya ve katletmeye devam edecektir. Bu TC’nin kuruluş felsefesine, elinde bulundurduğu devlet doktrinine ve sosyo ekonomik yapısına uygun bir durumdur. Ortadoğu ezilen halklar emperyalist çıkarlara kurban edilmek istenmektedir. Suriyenin sırtında Rusya ve Çin bloğu, Türkiye’nin sırtında  ABD ve AB emperyalistleri ile karşılıklı dalaşta gerilim hızlı bir şekilde derinleşmektedir.” diyerek gelişmelere dikkat çekti.  Açıklamanın sonlarında bir dizi gelişmeye de dikkat çekildi. TC Devletinin bu denli pervasız olmasının arka planında ABD ve AB emperyalist güçlerinden tam destek alması yattığını söyleyen ATİK şunları söyledi. “ Merkel ve şurekasının Erdoğan’a Rusya’ya karşı öne sürülmesi ve  mültecileri ne pahasına olursa olsun durdurması karşılığında tam destek vermişlerdir. Bunun en son örneği G20 Zirvesi’nde Antalya’da TC’ye sunulan emperyalist destektir. İşte bu destek son olarak Tahir Elçi’nin sokak ortasında, basın açıklaması yaptığı sırada aleni bir şekilde katledilmesini de sağlamıştır.

Tahir Elçi’nin katledilmesi, hem içte muhalif kesimlere yönelik baskının geldiği düzeyi göstermekte, hem de önümüzdeki süreçte daha saldırgan bir faşist TC devletinin habercisi durumundadır. Ortaya konan irade halkın faşizme ve barbarlığa karşı direnişidir. Bu direniş ne yüzyıl önce, ne 70 yıl önce nede iki yıl önce Kobanê’de durdurulabilmiştir.Direniş her ne pahasına olursa olusun devam edecektir. TC devleti döktüğü kanda elbet birgün boğulacaktır.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu